"Penceremin perdesini havalandıran rüzgar" diye başlayan güzel bir şarkı vardır, bilirsiniz belki, yazıya "Penceremin sinek telini şereflendiren böcek" başlığını onun çağrışımıyla attım. Efendim, söz konusu böcek, birkaç gün önce kızımla Fethiye'de tatil yaparken çıktı karşıma. Penceremizde bir sinek teli vardı, veya belki de sineklik, neyse işte; onun üstünde baya bir dolandı. Belli ki odaya girip etrafı teftiş etmek ya da kanlarımızı doya doya içmek veya birden karşımızda belirip ödümüzü koparmak istiyordu ama sineklikten dolayı bunu yapamadı, oh canıma değsin.
Böcekler, her ne kadar ekolojik denge için gerekli olsalar da itici canlılar, var böyle bir şey, insan kocaman bir köpeğe bayılıp ufacık bir böceğe kıl olabiliyor. Ben Sibirya kurdu görmeye bayılırım mesela ama Sibirya'ya özgü tırnak kadar bir böcekle muhatap olsam içime fenalık gelir, önce bir geri çekilir, sonra kendisini ortadan kaldırmak, en azından etrafımdan uzaklaştırmak için harekete geçerim. Gözlerini falan görmem, ufacık bir şey işte, ama gözlerini kocaman açmış bana hain hain bakıyor gibi hissederim, ıykk!
Bu böceği keyifle seyrettim ama, çünkü odaya girmek için deli olduğunu ve kendini parçalasa da giremeyeceğini düşündüm hep, nıhahaha, yaklaşamazsın bize..böyle şeyler düşünerek izledim biraz. Sonra da videoya çekmek geldi aklıma, değişik bir tatil hatırası niyetine herhalde. İzlediyseniz fark etmişsinizdir, sinek telinde nasıl babasının çiftliğinde dolaşır gibi dolaşıyor, biz ki o odayı parasını verip kiraladık, bizde yoktu öyle bir rahatlık. Bir gedik, bir delik arıyor belki de ama yok, şuradan biliyorum ki iyice baktım. O güvenle pencere açık olaraktan yakından yakından seyrettim ve çektim kendisini zaten.
Şimdi ne yapıyordur acaba? Hala oralarda mıdır yoksa başka bir odanın sinek teline geçiş yapmış veya bahçeye inmiş midir? Şanslı hayvan, biz döndük geldik, o hala orada. Belki de havuza girmiş yüzüyordur. ='(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder